Bazı ilişkilerde biri her zaman “uyumlu”, “anlayışlı”, “fedakâr” rolündedir. Karşı tarafı üzmemek için kendi ihtiyaçlarını erteleyen, sessiz kalmayı seçen ya da sürekli karşıdakine göre davranan kişiyi tanımak zor değildir. Eğer bu satırları okurken kendinizden bir şeyler buluyorsanız, ilişkilerde aşırı uyumlanma eğiliminiz olabilir.
İlişkilerdeki bu fazla “uyum”, dışarıdan bakıldığında huzurlu ve sorunsuz gibi görünse de, kişinin iç dünyasında kendilik algısının silinmesine, bastırılmış öfkeye ve zamanla tükenmişliğe neden olabilir.
Bu yazıda, ilişkilerde neden aşırı uyumlandığımızı, bunun bizde ne gibi izler bıraktığını ve bu döngüden nasıl çıkılabileceğini konuşacağız.
Aşırı Uyumlanmak Ne Demek?
Uyum, sağlıklı ilişkilerde kaçınılmaz bir süreçtir. Ancak aşırı uyumlanma, kendi sınırlarımızdan, duygularımızdan, hatta benliğimizden vazgeçerek “ilişkiyi koruma” adına kendi iç sesimizi susturduğumuz bir davranış biçimidir.
Bazı örnekler:
- “O üzülmesin diye hep onun istediğini yapıyorum.”
- “Kavga çıkmasın diye hep ben geri adım atıyorum.”
- “Benim düşüncelerim önemli değil, o mutlu olsun yeter.”
Bu gibi cümleler, kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atan bireylerin iç dünyasını yansıtır. Zamanla bu kişi, ilişkide “kim olduğunu” unutmaya başlar.
Neden Aşırı Uyumlanırız?
Aşırı uyumlanmanın temelinde çoğu zaman geçmişten gelen duygusal kalıplar yatar:
- Çocuklukta sürekli onay arayan bir birey olarak büyümek
- Aile içinde çatışmadan kaçmanın “güvenli” olduğunun öğrenilmesi
- Sevilmenin şartlara bağlı olduğuna inanmak
- Terk edilme korkusu
- “Kendinden vazgeçersen daha çok sevilirsin” inancı
Tüm bu öğrenilmiş davranışlar, yetişkinlikte sağlıksız ilişki dinamiklerine yol açar.
Aşırı Uyumlanmanın Zararları
Başlangıçta sorun yaratmayan bu durum, zamanla içten içe kişide bazı sorunlara yol açar:
- Kendini ifade etmekte zorlanma
- Öfke biriktirme ve pasif-agresif davranışlar
- Tükenmişlik hissi
- Duygusal doyumsuzluk
- İlişkilerde dengesizlik
- Kendi kimliğini kaybetme hissi
Kısacası, ilişkide “huzur” olsun diye bastırılan her duygu, bir süre sonra sessizce sızmaya başlar.
Aşırı Uyumlanmadan Nasıl Çıkılır?
Bu süreç kolay değildir çünkü çoğu zaman bilinç dışı işler. Ancak farkındalıkla ve destekle dönüşüm mümkündür. İşte birkaç adım:
1. Fark Et
İlk adım, bu eğilimi fark etmek. Ne zaman “hayır” demek yerine “tamam” diyorsunuz? Ne zaman kendiniz için bir şey istemekten çekiniyorsunuz?
2. Küçük Sınırlar Koy
Her konuda değil, ama en azından bir konuda kendi sınırınızı koruyarak başlayın. Küçük bir “istemiyorum”, “bugün uygun değilim” bile dönüşüm başlatabilir.
3. Duygularınızı Gözlemleyin
Kendi ihtiyaçlarınızı ve bastırdığınız duyguları yazın. Bu, zamanla iç sesinizi yeniden duymanıza yardımcı olur.
4. Destek Alın
Online psikolog desteğiyle, geçmişten gelen kalıplarınızı tanımak ve ilişkilerdeki otomatik davranışlarınızı dönüştürmek çok daha kolay olur. Özellikle online terapi süreci, güvenli bir alanda kendi sınırlarınızı yeniden tanımlamak için etkili bir yöntemdir.
Online Terapi ile İlişkilerde Kendin Olmayı Öğrenmek
Aşırı uyumlanma sadece ilişkinin değil, bireyin içsel huzurunun da önündeki bir engeldir. Bu döngüden çıkmak için destek almak, daha sağlıklı sınırlar ve güçlü ilişkiler kurmanıza yardımcı olur.
Online terapi, günlük hayatın yoğunluğuna rağmen kendinize alan açmanın en kolay yollarından biridir. İlişki dinamiklerini birlikte değerlendirebilir, nerede kendinizi geri planda bıraktığınızı fark edebiliriz.
Psikolojik Danışman Kübra Sümeyye Şahin
Ben Kübra Sümeyye Şahin, psikolojik danışman olarak bireylerin ilişkilerde kendi kimliklerini koruyarak bağ kurmalarına yardımcı oluyorum.
Online terapi sürecinde, duygusal sınırları güçlendirmek, kendini ifade etme becerisini geliştirmek ve benlik değeri inşa etmek üzere danışanlarımla güvenli bir yolculuk yürütüyorum.
👉 Daha fazla bilgi ya da görüşme talebi için iletişim sayfamı ziyaret edebilirsiniz.
Bir ilişkide “karşı tarafı kaybetmemek için” kendinizi kaybediyorsanız, artık kendinize dönmenin zamanı gelmiş olabilir. Bu süreçte birlikte yürüyebiliriz.